Müzeler topluma mal olmuş eserlerin bir arada bulunduğu yerler denilebilir. 19. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa ve Amerika’da eğitim ve öğretim programlarının sorgulanmasıyla öğrenmede birincil kaynakların önemine dikkat çekilmeye başlamasıyla müze ve okul ilişkisini sağlamıştır. Bu bağlamda öğrencilerin birinci elden kaynaklara ulaşıp öğrenmeyi gerçekleştirmesi ve süreç içerisinde etkileşime girerek düşünme becerileri kazanmaları sağlanmıştır. 19. Yüzyılda başlayan bu süreç günümüzde de farklı müze etkinlikleriyle devam etmektedir.
Eğitim sistemindeki köklü değişimin müzeye yansıması kendini ilk kez çocuk müzelerinin açılmasında göstermiştir. ABD’de 1899’da Brooklyn Çocuk Müzesi’nin kurulması müze eğitiminin bir “alan” olarak kabul edilmesi konusunda önemli bir girişim olarak kabul edilmektedir. Özellikle 6-20 yaşları arasındaki genç insanların özel ilgi ve değerlerine yönelik olarak kurmaya karar verdiği Brooklyn Çocuk Müzesi’nin amacını şu şekilde tanımlamıştır: “Çocukların ilgilerine önem veren, gözlem, tepki ve düşünce güçlerini uyaran, koleksiyonlarının resim, çizim, çizgi film, model, harita vb. ile açıklandığı, yerel doğa tarihinin her alanındaki koleksiyonları bir araya getirmek; müze koleksiyonları, kütüphanesi, küratörü ve asistanları aracılığıyla, çocukların günlük hayatları, okul dersleri, okudukları, oyunları ve ilgileri ile ilişki kurarak çocukları müzeye getirmeye çalışmak.” (İlhan, Artar, Bıkmaz, Doğan ve Karadeniz, 2016).
Müzelerin yaygın eğitiminde öneminin anlaşılmasıyla süreç içerisinde tüm dünyada okullarda öğrenme aracı olarak kullanılmaya başlandı. Avrupa ve Amerika müzeleri, müze görevlerinin yanı sıra müze eğitimini ciddi olarak üstlenmişlerdir. Buradaki müzelerin çoğunda özel dershaneler ve atölyeler bulunmaktadır. Bu atölyelerde anaokulu çocuklarına gerçeğe yakın arkeolojik objeler verilmekte, onlardan kil veya hamurla kendilerine verilen objelerin aynısını yapmaları istenmektedir. “Yaşam Boyu Eğitim” sürecinde çok yönlü öğrenme ve yaşam alanları olan müzelerin, yaşantılara dayalı etkin kullanımını içeren Müze Eğitimi, tarihsel ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkan ülkemizde yeni ve ihtiyaç duyulan bir alandır (Kuruoğlu, 2002, akt. Karakuş,2012). Çocukların yaparak yaşayarak öğrenmelerini sağlayacak bir ortam oluşturulmuştur.
Deutsches Technik Museum, Berlin
Dünyadaki müze örneklerine bakıldığında müzede öğrenmeyi amaçlayan ülkelerden biri Almanya’dır. Berlin Deutsches Technik Museum (Alman Teknoloji Müzesi ) bu müzede, teknolojinin kültürel geçmişi aracılığıyla keşfedilmesi için harekete geçirici ve keyifli bir yolculuk mümkündür. Eski ve yeni teknolojileri tecrübe etmek ve kavratmak için; bisiklet, lokomotif-vagon, gemiler ve maketleri, uçak ve havacılık ve bavul imalatı, takı tasarım, fotoğrafçılık, film tarihi, dizel ve buhar motorları, matbaa makineleri, dokuma, radyolar, bilgisayarlar vs. gibi 14 bölümden oluşmuş ve 25.000 metrekarelik bir alanda sergilenmektedir. Neredeyse her bölümde gösteri ve etkinlikler mevcuttur. ‘Bakın, deneyin, katılın ve öğrenin’ teması ile çok sayıda tarihsel makine ve modelin çalışmaları gösterilmiş ve açıklanmıştır. Ziyaretçiler/ çocuklar aktif olarak baskı ve kâğıt yapabilir, tahıl parçalayabilir veya bavul üretimine eşlik edebilirler. Sürekli ve geçici sergiler, rehberli turlar, gösteriler ve etkinlikler mevcut (çocuk doğum günü partileri ve grup etkinlikleri gibi) etkinliklerde; ‘Bu nedir? Nasıl yapıldı? Bu ne içindi? Dünyayı değiştirdi mi? Benim için ne anlama geliyor? Yoksa başkası için mi?’ gibi sorular ile dikkat çekmektedir (Yılmaz, 2017).
Ziyaretçilerini, aramaya ve dinlemeye, bazen dokunmaya, soru sormaya, tartışmaya ve birlikte cevap aramaya davet ediyor. Aynı zamanda müze parkı gibi sessiz bölgelerde ziyaretçilerinin öğrendikleri üzerine düşünmesi de sağlanıyor. Teknolojinin tarihini tekrar gözden geçirmek, bugünkü yolumuzu bulmamıza ve geleceği şekillendirmede rol oynamamıza yardımcı olur teması ile çalışılıyor. Müzede, dersler, sempozyumlar ve kongreler düzenlenerek modern toplumlardaki teknoloji ve bilimin rolü üzerindeki siyasi ve bilimsel tartışmalar aktif bir biçimde gerçekleştirmektedir (Yılmaz, 2017). Öğrencilerin müzede tarihi teknolojik aletleri görüp tarihsel bağlamda değişim ve sürekliliği algımla becerisi kazandırılmaya çalışıldığı söylenebilir. Öğrenciler tarihsel süreçte kullanılan malzemeleri deneyimleyerek öğrenme gerçekleştirmektedirler.
İngiltere’de bulunan British Museum okullardaki müfredata göre öğrencilerin öğrenmelerini sağlamak, beceriler edinmeleri için müzede ders öncesi bir müze öncesi, müze esnasında ve sonrasına dair bir form hazırlamışlardır. Müzelerde tarih öğretimi bağlamına bakılacak olursa
Brtisih Museum da tarih dersleri için verilen örneklerden biri Roma İmparatorluğu dönemidir. Müze öncesinde öğrencilerin şunlara bakmaları istenmiştir:
“Öğrencilerin gelmeden önce Müze ziyaretinin amacını açıklayın, böylece ziyaretin beklenen sonuçlarını öğrenin.
- Bir dünya haritası üzerinde modern Roma şehrini bulun ve Roma İmparatorluğu’nun ne kadar uzağa ulaştığına dair bir haritaya bakın.
- Romalıların İngiltere’de nerede yerleşim gördüklerine bakın”
British Museum
Bu döneme dair hazırlanan formda öncelikle ne amaçlandığı belirtilmiştir.
“Bu galeri tabanlı konuşma, nesneleri kanıt olarak kullanan öğrencileri desteklemek için tasarlanmıştır. Öğrenme ekibinin bir üyesi tarafından yönetilen öğrenciler, İngiliz Müzesi koleksiyonundaki nesneleri keşfederek eleştirel düşünme ve sorgulama becerileri geliştirirler. Oturum sırasında fikirleri paylaşma ve sonuçlar çıkarma, konuşma, dinleme ve sorgulama becerileri uygulama fırsatları olacaktır.”
Öğrencilerin Roma İmparatorluğu’na dair ne öğreneceklerini detaylandırmışlardır.
- “Öğrenciler, Demir Çağı İngiltere’de yaşam hakkında düşünerek başlayacaklar. Koleksiyonlarda kanıt arayan öğrenciler, Roma imparatorluğunun ve dilinin yayılmasını düşünecek ve onları değişim ve süreklilik fikri hakkında düşünmeye teşvik edecekler.
- Öğrenciler farklı temaları araştırmak için birincil kanıtları keşfettikçe, oturum yakın gözlem becerileri geliştirecektir.
- Materyallerin zaman içinde nasıl hayatta kaldığını ve kanıtların nasıl yorumlanabileceğini düşündüğümüz için öğrenciler öğrenmede arkeolojinin rolü ile tanışacaklar.” ( British Museum )
Öğrencilerin birinci elden kanıtlarla karşılaşarak tarihsel düşünme becerilerini kazanmaları beklenmektedir. Kanıtları yorumlayabilme, değişim ve sürekliliği algılayabilmeleri önemsenmiştir. Müze gezisi sonrasında ise öğrencilerin sınıf ortamında konuya dair bir tartışma yapmaları önerilmiştir.
National Museum of American History
Bir diğer örnek ise National Museum of American History (Ulusal American Tarihi Müzesi) dir. Müzenin sunduğu en iyi şey olarak 21. yüzyılda eğitimdeki en iyi uygulamalarla müzedeki kanıtların birleştirmesi olarak görülebilir. Ulusal American Tarihi Müzesi’nde tarih eğitimi bağlamında; Amerikan tarihine bilim veya matematik gibi aktif bir arayış olarak yaklaşırlar. Temel beceri ve zihin alışkanlıkları belirlendikten sonra, kişinin çağdaş yaşama olan ilgisini tam olarak kavramak için “tarih yapması” gerekir. Konu olarak sosyal bilgiler, öğrencilerin geçmişte, bugün ve gelecekte insanların birbirleriyle ve dünyayla nasıl etkileşime girdiğini anlamalarına yardımcı olur. Öğrenciler ve öğretmenler birlikte “tarih yazdıklarında”, P21 Çerçevesinde ve Ulusal Sosyal Bilgiler Konseyi tarafından ortaya konulan eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim ve işbirliği becerilerini uygularlar. Amerikan tarih müzesi ile de bu amaca hizmet ettiği ifade edilmektedir (National Museum of American History ).
Dünyada birçok ülkede müze ile eğitim yapıldığının örnekleri görülmektedir. Tarih eğitimi özelinde bakıldığında müzelerde bulunan eserler üzerinden hazırlanan çalışma yaprakları ile öğrencilerin tarihsel düşünme becerileri kazanmaları sağlanmaktadır. Aynı zamanda verilen etkinliklerle ile yaparak yaşayarak öğrenme ilkesinin de gerçekleştirildiği söylenebilir. İngiltere, ABD, Almanya ve birçok ülkede müzede eğitim çalışmalarının yapılmaktadır.
Kaynakça
Çakır, A. Müge, İ. Fatma, A. Bıkmaz , F. Doğan, D. Ve Karadeniz, C. (2016). Eğitim programları, Ankara.
Yılmaz, B. (2017). Bir Erasmus Projesi “Avrupa`Da Müzecilik Eğitimi. Milli eğitim Dergisi, sayı 214, s.396-406.
Karakuş, D. (2012). Müzelerde Uygulanabilecek Müze Eğitim Etkinlikleri. Mediterranean Journal of Humanities, sayı 2, s. 131-138.
İnternet Kaynakları
https://www.britishmuseum.org/learn/schools/ages-11-14/gallery-session-roman-britain
https://americanhistory.si.edu/about/departments/education-and-impact